Türkiye’nin Sonbahar Rotaları

Yaza veda edip sonbaharı kucakladığımız günlerde gündelik hayatın ritminden uzaklaşarak doğayla iç içe olan ve huzur dolu uğrak noktalarına gitmek isteyenlerin başvurabileceği güzergahlar...
 
Kim yaza veda edip sonbaharı kucakladığımız bugünlerde huzurlu bir hafta sonu tatiline doğru yelken açmak istemez? Türkiye, bu arzuyla yollara düşenlerin tercih etmekte zorlanacağı birçok sonbahar rotasına sahip. Bu yolculuklara kişisel aracınızla çıkabileceğiniz gibi turlara katılarak ya da arkadaşlarınızla kalabalık bir şekilde çıkabilmeniz de pekala mümkün. İkinci seçeneği tercih etmeniz durumunda, filosunda Otokar’ın güvenilir ve yüksek performanslı turizm otobüslerine yer veren bir tur şirketi ya da ulaşım firmasını başvurmayı önceliklendirebilirsiniz. İşte kalabalık şehirlerin ve iş hayatının beraberinde getirdiği karmaşadan uzaklaşmanızı sağlayacak, gündelik hayatın tekrara dayalı ritmini dingin ve ilgi çekici manzara ve etkinliklerle doldurmanıza imkan verecek güzergahlar...
 
Maşukiye (Kocaeli)
Özellikle İstanbul’da ikamet edenlerin hafta sonlarını geçirmek için tercih ettikleri Maşukiye, yemyeşil doğası ve tertemiz havasıyla ziyaretçilerini mest ediyor. Ormanın içinde bol bol yürümek, nefes kesici doğa manzaralarının fotoğrafını çekmek, doğayla bütünleşerek piknik yapmak ya da bisiklet sürmek isterseniz Maşukiye’ye mutlaka gitmelisiniz. Bölgenin konuklarına sundukları yalnızca doğal güzelliklerle de sınırlı değil üstelik. Pek çok alabalık restoranının bulunduğu Maşukiye’de eşsiz lezzetlerle buluşmak mümkün. Son olarak, Maşukiye’nin hem Kartepe hem de Sapanca Gölü’ne oldukça yakın olduğunu ve ziyaretinizi bu iki uğrak noktasına doğru genişletebileceğinizi hatırlatalım.
 
Abant (Bolu)
Doğanın renk kartelasındaki dönüşümü seyre dalmak, yaprakların mevsim değişimiyle birlikte sararmalarına tanık olmanın keyfini çıkarmak için tercih edilebilecek en güzel yerlerden birinin Abant olduğunu söyleyebiliriz. Her mevsim misafirlerini kartpostallara özgü bir güzellikle ağırlayan Abant; tabiat parkları, yaylaları, gölleri, traverten ve şelale gibi doğal unsurlarıyla her an heyecan verici bir manzara sunuyor. Tıpkı Maşukiye gibi Abant da doğa yürüyüşü tutkunlarını huzur dolu rotalarla buluşturuyor. At yetiştiriciliği yapılan Abant’ta atları seyretmek, göl kenarında bisiklet sürmek, yerel pazarı ziyaret ederek bölgeye özgü lezzetleri tatmak ve yaylaya çıkmak da mümkün.
 
Kapadokya (Nevşehir)
Masal kitaplarında rastlanacak kadar büyüleyici bir görünüşe sahiptir Kapadokya. Olağanüstü hikayelerdeki sahnelere özgü bir dokuya sahip bu bölge, yalnızca doğal varlıklarıyla değil, geçmişiyle de hayranlık uyandırıyor. Hristiyanlığın doğuşunda merkezi bir rol üstlenmiş bölgede o döneme dair izlere rastlamak mümkün. Aşıklar Vadisi, Güvercinlik Vadisi, Göreme Açık Hava Müzesi ve Derinkuyu Yeraltı Şehri gibi gezilebilecek pek çok noktanın bulunduğu bölgede en sık tercih edilen aktivite balon turu olsa da bir o kadar keyifli bir başka etkinlikse çömlek atölyelerini ziyaret ederek çömlek yapımını denemektir. Gezinizi dolunay yürüyüşlerinin düzenlendiği tarihlere denk getirmeniz durumundaysa sizi eşsiz bir deneyimin beklediğini söylemeden geçmeyelim.
 
Uzungöl (Trabzon)
Sonbaharı Karadeniz’de karşılamak isteyenler için Uzungöl’ün oldukça isabetli bir tercih olacağını ifade edebiliriz. Trabzon’un Çaykara ilçesinde bulunan Uzungöl’e gidip sizi tertemiz atmosferiyle sarıp sarmalayacak yaylaları görmeden dönmemeniz gerek. Derindere, Şekersu, Haldizen, Tabanoz gibi birçok yaylaya ev sahipliği yapan bölgede bol bol doğa yürüyüşü yapabilir, kuş gözlemi gerçekleştirebilir ve tanık olduğunuz manzaraları fotoğraflayabilirsiniz. Tüm bunlarla birlikte, Uzungöl’de Karadeniz mutfağının eşsiz lezzetlerini tatma fırsatına da erişeceğinizi hatırlatalım.
 
Safranbolu (Karabük)
Son uğrak noktamız, Safranbolu. Burası en az bir kez ziyaret edilmesi gereken seyahat güzergahlarındandır. Eski Çarşı’da ve Demirciler Çarşısı’nda bölgeye özgü ürün ve hediyelikleri keşfedebileceğiniz, sokaklarında dolaşırken Safranbolu evlerinin nevi şahsına münhasır mimarisine dair detayları inceleyebileceğiniz bu rotada, bölgenin tarihi dokusunu yansıtan konaklama seçeneklerini tercih edebilir, Kent Tarihi Müzesi’ni ziyaret ederek Safranbolu’nun geçmişini derinlemesine öğrenebilir ve Safranbolu’nun meşhur lezzeti lokumun tadına bakabilirsiniz.