Tarihe Tanıklık Eden Mekanlarıyla Azerbaycan

Yaklaşık 20 yıldır Otokar’ın yollarında hizmet verdiği Azerbaycan, coğrafi konumu itibarıyla hem kadim bir geçmişe sahip. Ülkeye has güzellikleri ve tarihi yapıları görmek için Bakü’den Şeki’ye ve Nahçıvan’a uzanan bir yolculuğa çıkıyoruz.
 
BAKÜ
Ateşgah: Kutsal ateş kaynaklarına sahip olduğuna inanılan Azerbaycan’da ateşin hiç sönmediği yerler vardır. Bunlardan biri, başkent Bakü’de konumlanan Ateşgah. Ateş mabedi olarak da bilinen yapı, bugünkü görünümüne 1810 yılında kavuşuyor. Mabedin en önemli özelliği ise tam orta yerinde bulunan ateşin hiç sönmeden yanması.
 
Letif Kerimov Halı Müzesi: Binlerce yıldır Azerbaycan kültürü ve sanatının merkezinde yer alan halıların en eşsizleri Letif Kerimov Müzesi’nde sergileniyor. Adını Azerbaycan’ın ünlü halı tasarımcısı Latif Kerimov’dan alan müzenin mimarisi Avustralyalı Franz Janz ile Walter Mari’ye ait. Sarılmış, el dokuması bir halı formundaki müze, mozaiklerle kaplı bir cepheye sahip. Yemyeşil bahçelerle çevrelenmiş bir alanda konumlanışıyla da oldukça ilgi çekici.
 
Şirvan Şahlar Sarayı: İçerişehir bölgesinde konumlanan bir başka yapı da Şirvan Şahlar Sarayı. 15. yüzyılda bölgede hakimiyet kuran Şirvanşahlar Hanedanı’nın şahı tarafından inşa edilen saray, 1964’ten bu yana müze olarak kullanılıyor. Sarayın iç kısmında şahın çocuklarının eğitimleri için yapıldığı bilinen Keykubad ve Şah Mescidi dikkat çekerken dış kısmında ise su deposu, hamam kalıntıları, tonozlu mezarlar bulunuyor. Birbirinden değerli bu çeşitli yapılar, sarayın 2000 yılında UNESCO Dünya Mirası listesine girmesini sağlamış.
 
ŞEKİ
 
Han Sarayı: Azerbaycan’ın en önemli anıtları arasında gösterilen ve hanların yazlık ikametgahı olarak 1752-1762 yıllarında inşa edilen Şeki Han Sarayı da Kaleiçi’nde konumlanıyor. UNESCO Dünya Mirası listesinde yer alan sarayın çevresi surlarla çevrili. Her bir odası ustaca dekore edilen sarayın iç ve dış cephesine yansıyan rengarenk işlemeler, motifler ve geometrik desenli pencereler sıra dışı yanını ortaya koyuyor.
 
NAHÇIVAN
Mümine Hatun Türbesi: Nahçıvan Nehri’ne bakan geniş bir alan üzerinde konumlanan türbe, 1186 yılında Atabeylik’in kurucusu Şemsettin İldeniz’in eşi Mümine Hatun için oğulları tarafından yaptırılıyor. Dış görünüşü bir mahzeni andıran türbe, tamamen tuğla malzemeden inşa ediliyor.
 
Açık Hava Müzesi: Mümine Hatun Türbesi’nin yanında yer alan ve 2002 yılında kurulan Açık Hava Müzesi, Nahçıvan tarihinin çeşitli dönemlerine uzanan eserlere ev sahipliği yapıyor. Bir zamanlar bölgede hakimiyet kuran Akkoyunlular’a ait taştan yapılma koyun ve koç başlı heykellerin yoğunlukta olduğu müzede ayrıca sandukalar, taş levhalar ve kitabelerde bulunuyor.