30 Nisan 2020

Sakinliğiyle Meşhur Burgazada

Sakinliğiyle Meşhur Burgazada
 
Marmara Denizi’nde, İstanbul’a bağlı Prens Adalarının en büyük üçüncü adası olan Burgazada, ünlü koyları, tarihi yapıları ve sakinliğiyle meşhur. Mimarisi geçmiş yıllara dayandığından tarihi yapılarıyla ziyaretçilerini şaşırtıyor, gün batımının izlendiği koylardan esen ılık rüzgar ise her şeyi unutturuyor.
 
Aya Yani Kilisesi
İnşası 800’lü yıllara dayanan Aya Yani Kilisesi, Burgazada’daki en önemli tarihi yapılardan. Günümüze ulaşıncaya kadar pek çok kez restore ediliyor ancak son halini 1896’da alıyor. Kilise, adaya sürgüne gönderilen Aziz Methodios tarafından yapılıyor. İmparatorun kararlarına karşı çıktığı için sürgün edilen Methodios, senelerce işkence görüyor ve imparator öldüğünde, oğlu tarafından affedilerek yaptığı kilisenin papazı oluyor. Altında bir zindan barındıran Aya Yani Kilisesi adını İsa’yı vaftiz eden Ayios Ioannis’ten alıyor. Her yıl 29 Ağustos’ta Rumlar, Aya Yani Yortusu’nu kutlamak için bu kilisede toplanıyorlar.
 
Hristos Manastırı
9. yüzyıldan kalma Antik Yunan kalıntılarının üzerine inşa edildiği belirtilen Hristos Manastırı, tüm adaların görülebildiği tek yer olmasıyla ünlü. Hem tarihi dokuya şahit olmak hem eşsiz manzaranın tadını çıkarmak için Hristos Manastırı’nı görmek şart!
 
Sait Faik Abasıyanık Müzesi
Sait Faik, 1938’de Burgazada’dan ev alıyor ve öykülerinden de anladığımız kadarıyla zamanının çoğunu burada geçiriyor. Öykülerinde sıkça adalardan bahseden Sait Faik’in “Son Kuşlar” isimli kitabında bulunan 19 öyküden 16’sı Burgazada’da geçiyor. Ölümünün ardından müzeye çevrilen köşke ücretsiz olarak ziyaret edilebiliyor. Bu sayede edebiyatın en önemli isimlerinden Sait Faik’in okuma odası ve kütüphanesi görülebiliyor, sergi için açılan el yazısı öyküleri ve mektupları incelenebiliyor.
 
Kalpazankaya Plajı
Sait Faik’in ilham almak için çokça vakit geçirdiği ve denize inen merdivenleriyle diğer tepelerden ayrılan Kalpazankaya Plajı, bir yanı orman bir yanı deniz olan ve huzur veren bu plaj.
 
Madam Marta Koyu
İstanbul’da değilmişsiniz gibi hissettiren bir yer, Madam Marta Koyu. Rivayete göre Lübnanlı çok güzel bir kadın olan Marta Arat kendisini bu koydan denize bırakmış. Bu olayla sarsılan Burgazada halkı, Halikya Koyu’nu o günden beri Madam Marta Koyu olarak anıyor.