30 Ocak 2023

Otokar’ın Otobüslerine Ev Sahipliği Yapan Ülkelerin Etkileyici Mimari Yapıları

Otokar’ın Otobüslerine Ev Sahipliği Yapan Ülkelerin Etkileyici Mimari Yapıları
Otokar, Fransa, İtalya, İspanya, Ukrayna, Malta, Romanya gibi 60’a yakın ülkede otobüsleriyle yolcu taşıyor. Bu yazımızda sizleri toplu taşımacılıkta Otokar’ın araçlarının kullanıldığı ülkelerin bazılarının etkileyici mimari yapılarına doğru hızlı bir yolculuğa çıkarıyoruz.
 
İtalya
Panteon: Antik Roma medeniyetinden günümüze ulaşan en önemli yapılardan biri olan Panteon’un adı, Yunanca “tüm Tanrılar” anlamını taşır. Roma’nın en etkileyici ve görkemli tapınağı olarak tanınan yapı, 7. yüzyıl itibarıyla kilise olarak kullanılmaya başlanmış. Hem yapımında tercih edilen mimari teknikler hem de yapının kutsal niteliği Panteon’un zarar görmeden bugüne dek ulaşmasını sağlamış. Panteon’un en dikkat çekici özelliklerinden biri, kubbesinin merkezinde bulunan ve Panteon’un gözü olarak adlandırılan bir açıklık tarafından aydınlatılmasıdır.
 
Giotto'nun Çan Kulesi: Floransa’nın merkezindeki Piazza del Duomo meydanında bulunan Giotto’nun Çan Kulesi, Floransa Katedrali’nin bir parçasıdır. Yapımına mimar Giotto di Bondone’nin öncülük ettiği kulenin yapımı Francesco Talenti tarafından 1359’da tamamlanmış. 14. yüzyılın Gotik mimari ögelerini yansıtan kule, 84,7 metre uzunluğunda ve 15 metre genişliğindedir. 12 çanın bulunduğu kule bugün Opera of Santa Maria del Fiore tarafından yönetiliyor.
 
İspanya
Casa Milà: Görünüşü dolayısıyla “taş ocağı” olarak da adlandırılan bu bina, 1906 ve 1912 yılları arasında inşa edilmiş. Geniş kireçtaşı bloklarından oluşturulan dış yüzeyi oldukça dikkat çekici bir niteliğine sahip olan bina, inşa edildiği dönemde sıra dışı mimari üslubu dolayısıyla yoğun şekilde eleştirilmiş. UNESCO, Barselona’da bulunan ve Katalan modernizmi akımının örneklerinden biri olarak tanınan binayı 1984’te Dünya Mirası listesine aldığını açıkladı.  
 
Katalan Müzik Sarayı: Barselona’da bulunan bu konser salonu, 1905 ve 1908 yılları arasında Orfeó Català Korosu adına inşa edilmiş ve yapı 1909’da En İyi Bina ödülünün sahibi olmuş. 1982 ve 1989 yılları arasında restore edilen Katalan Müzik Sarayı, 1997’de UNESCO’nun Dünya Mirası listesine dahil edilmiş. 2.200 kişinin ağırlanabildiği salonun en öne çıkan özelliklerinden biri, gündüzleri tamamen doğal ışıkla aydınlatılabilmesidir.
 
Çek Cumhuriyeti
Dans Eden Ev: Yapımı 1992 ve 1996 yılları arasında tamamlanan Dans Eden Ev, Prag kentinde bulunuyor. Mimar Vlado Milunic ve Frank Gehry tarafından inşa edilen bina, oldukça sıra dışı görünümüyle dikkatleri üzerinde topluyor. İki dansçıya da benzetilen bina, ilk inşa edildiğinde dans partneri Fred Astaire ve Ginger Rogers’a atıfla Fred ve Ginger olarak isimlendirilmiş. Dekonstrüktivist ya da neo-Barok şeklinde tanımlanan bir mimari üsluba sahip bina bugün Prag’ın önemli kültürel unsurları arasında.
 
Ukrayna
Bandinelli Konağı: Lviv şehrinde bulunan Bandinelli Konağı, 1589’da geç dönem Rönesans üslubunda inşa edilmiş. Yapıldığı dönemin mimari özelliklerini yansıtan yapı, dış yüzeyinde kullanılan beyaz taştan dekoratif ögelerle dikkat çekici bir görünüme kavuşmuş. 1800’lü yıllarda kitapevi olan konak, Sovyetler Birliği döneminde Lviv Tarihi Müzesi tarafından kullanılmış.
 
Romanya
Sighișoara Saat Kulesi: Sighișoara şehrinin sembolü olarak adlandırılan bu yapının inşasına 13. yüzyılın sonunda başlanmış. 14. yüzyılda yapımı tamamlanan kuleye 16. yüzyılda çeşitli eklemeler yapılmış. 64 metre yüksekliğindeki Saat Kulesi, inşa edildiği dönemde şehirde çıkan yangınları gözlemek için de kullanılmış. Yapı, 1898’den bu yana müze olarak işlev görüyor.
 
Gürcistan
Batum Meryem Ana Kilisesi: 20. yüzyılın başında inşa edilen kilise, neo-Gotik mimari üslubuyla öne çıkıyor. Üç kubbesi bulunan Batum Meryem Ana Kilisesi’nin ana girişlerinde havarilere ait heykeller bulunuyor. Batum’un önemli mimari yapıları arasında bulunan kilisede yer alan vitraylar, neo-Gotik üslubun etkileyici bir örneğini sunuyor.
 
Slovenya
Ljubljana Katedrali: Ülkenin başkentinde bulunan Ljubljana Katedrali, Saint Nicholas Katedrali olarak da adlandırılıyor. 1469’da çıkan yangın sonucu ortadan kalkan kilisenin bulunduğu alanda inşa edilen katedralin yapımı, 1701 ve 1706 yılları arasında tamamlanmış. Barok mimari üslup temel alınarak inşa edilen katedralin içinde ressam Giulio Quaglio’nun eseri olan duvar resimleri bulunuyor.
 
Malta
Casa Rocca Piccola: Malta’nın başkenti Valletta kentinde bulunan Casa Rocca Piccola, 1580’de inşa edilmiş. Yapımında Venedikli mimar Andrea Palladio'nun esin kaynağı olduğu Palladyanizm tarzından esinlenilen saray, Maltalı ünlü bir aile olan de Piro ailesi tarafından kullanılmış. Resim, kostüm ve gümüş gibi koleksiyonlara ev sahipliği yapan saray bugün ziyaretçiler tarafından görülebiliyor.