27 Şubat 2023

İtalya’nın uğrak noktaları

İtalya’nın uğrak noktaları
Başkent Roma’nın temellerinin atıldığı yerden dünyaca ünlü heykellerin sergilendiği şapele, ihtişamıyla dünyanın en ünlü saraylarıyla yarışan devasa bir yapıdan ilginç ve ürpertici ama bir o kadarda heyecan verici müzeye kadar uzanan bir yolculuk İtalya…
 
Coğrafi konumu nedeniyle her bölgesinde birbirinden güzel deneyimler elde etme imkanı sunan İtalya’nın, güneyinde bir yolculuğa çıkıldığında hiç şüphesiz gezmekten en keyif alınan kentler olarak başkent Roma, tarihi yapılarıyla büyüleyen Napoli ve her bir adımın heyecan verdiği Palermo öne çıkar.
 
ROMA
Kolezyum
İtalya’nın başkenti Roma’da konumlanan kolezyum, MS 70’li yıllardan günümüze dek neredeyse el değmemiş bir biçimde ulaşan yapılardan biri. Varlığını sürdürdüğü ilk yıllarda halkın kahramanı olarak görülen gladyatörlerin birbirleriyle dövüştürüldüğü, kaybedenlerin hayvanlar tarafından işkenceyle yaşamına son verildiği bir gösteri mekanı olarak kullanılan bu yapı, MS 400’lü yıllarda getirilen bir yasakla başka işlevlerle karşımıza çıkar. İçerisinde bulunan oda ve pasajları, 50 bin kişilik kapasitesiyle kimi dönemlerde taş ocağı, dini kışla, kimi dönemlerde ise barınma yeri ve tiyatro olarak kullanılır. 2007’de UNESCO Dünya Mirası listesine giren kolezyum, 188 metre uzunluğu,155 metre genişliği, üç katı ve her bir katında 80 tane bulunmak üzere toplam 240 kemeri ile dünyanın en büyük amfitiyatrosu olma özelliğine sahip.
 
Palatino Tepesi
Kolezyum da dahil, Roma’nın en görkemli ve en eski yapılarını bir arada görmek için en önemli adreslerden biri Palatino Tepesi. Roma’nın temellerinin atıldığı yer olarak bilinen bu tepe, efsanelerle dolu bir tarihe sahip. Rivayete göre Roma’nın kurucularından Romulus ve Remus isimli iki kardeş burada bulunan bir kulübede dişi bir kurt tarafından korunmuş ve beslenmeleri sağlanmış. Tarihsel süreçte tepenin önemi giderek anlaşılmış ve Orta Çağ’da pek çok tapınak ve saray inşa edilmiş. Kentin tarihi kalıntılar açısından en zengin bölgesi olmasının yanı sıra,
1550’li yıllarda Roma’nın zengin ailelerinden birinin tepenin bir kısmını satın alarak botanik bir bahçeye dönüştürmesi de bugünkü manzarasının ayrılmaz bir parçası niteliğinde.
 
NAPOLİ
Caserta Kraliyet Sarayı
1734-1759 yılları arasında Napoli krallığı yapan III. Charles, iktidarı boyunca süren, Fransa’nın Versailles ve İspanya’nın Madrid saraylarıyla yarışacak nitelikte bir saray yaptırır; Caserta Kraliyet Sarayı. Dönemin ünlü mimarlarından Luigi Vantivelli’ye yaptırılan saray, ortalama 47 bin metrekare olan her bir katı, fresklerle donatılmış onlarca odası, 120 hektarlık bahçesi ve muhteşem korusu ile Baurbon hanedanının ihtişamını tüm dünyaya gösteren niteliğiyle kralın isteğini karşılamaya yeter. 2. Dünya Savaşı’nda İtalyan ordusu tarafından kullanılan saray, daha sonraları ziyarete açılır. 1997’de ise Unesco Dünya Mirası listesine girer.
 
PALERMO
Massimo Tiyatrosu
Palermo meydanlarından birinde Piazza Verdi’de konumlanan Massimo Tiyatrosu, 1864’te İtalya başkanı olan Antonio Starrabba di Rudinni’nin isteği üzerine dönemin ünlü mimarlarından Giovan Battissa Flippo Basile’ye opera binası olması ve uluslararası yarışmalarda kullanılması amacıyla yaptırılır. Basile’nin kısa bir süre sonra hayata gözlerini yumması sonucunda yapım sürecine kendisi gibi mimar olan oğlu Ernesto Basile devam eder ve tamamlanması 33 yılı bulur. Her iki mimarında antik ve klasik Scilya mimari anlayışından esinlenerek tasarladığı Massimo Tiyatrosu, dönemin ünlü İtalyan bestecisi Giuseppe Verdi’nin Falstaff eseriyle açılışını gerçekleştirir ve o günden bu yana dünyaca ünlü sanatçılara ev sahipliği yapmaya, biletlerini kapıp gelen ziyaretçilere altın ve bordo renklerin hakim olduğu 1.350 kişilik devasa oditoryumda birbirinden güzel gösterileri izleme imkanı sunmaya devam eder.
 
Otokar İtalya’da
Otokar, yakın zamanda İtalya pazarının önde gelen iki firmasından aldığı doğal gazlı Kent ve Doruk otobüsleri siparişleriyle Tiren Denizi kıyı bölgesinde performansı yüksek, konforlu yolculukları mümkün kılıyor.