24 Nisan 2020

Gizemli Şehirleriyle Kapadokya

Gizemli Şehirleriyle Kapadokya
Pers dilinde “güzel atlar ülkesi” anlamına gelen Kapadokya, 480 bin kilometrekarelik Anadolu’nun merkezindeki yüksek ovaların tam ortasında konumlanıyor. Onlarca yer altı şehri ve kaleleri bir araya geldiğinde Kapadokya’da dünya üzerindeki en büyük yer altı ağlarından biri ortaya çıkıyor. 1985’te “Göreme Milli Parkı ve Kapadokya” adıyla UNESCO Dünya Miras Listesi’ne alınan, doğayla kültürün gizemini buluşturan Kapadokya’nın uğrak noktaları…
 
Yerin altındaki gizemli dünyalar
Dünyada eşi benzeri görülmeyen Kapadokya’nın doğal yapısı ve bilhassa peribacaları, milyonlarca yıl evvel üç büyük yanardağın patlamasıyla meydana gelen yumuşak tabakaların zamanla yağmur ve rüzgar tarafından aşındırılmasıyla oluşuyor. Ticaret yollarının, doğu ve batı imparatorluklarının tam ortasında bulunduğundan ele geçirilmek için sürekli savaşlara sahne olan Kapadokya’da insanlar, asırlar boyunca yumuşak volkanik kayaları kazarak yerin altında büyük bir kent inşa ediyorlar. Yüzlerce kilometrekarelik bir alana yayılan kentte kaleler, gizli kiliseler, zindanlar mevcut. Yerin altındaki şehirler, üç bin yıl önce Hititler tarafından kazılıyor. Sekiz katlı Kaymaklı Yeraltı Şehri’nin, yerin 20 metre altına kadar uzanan dört katı ziyaret edilebiliyor. Geçmişi MÖ 3000 yılına kadar uzanan şehri önce Hititler inşa ediyor; ardından Roma ve Bizans dönemlerinde şehir oyularak genişletiliyor. Burada odalar, salonlar, şarap ve su mahzenleri, erzak depoları, havalandırma bacaları, su kuyuları ve kiliseler, koridorlarla birbirine bağlanıyor. Yerin üstünden gelebilecek olası tehlikelere karşı kapıyı içeriden kapatan büyük sürgü taşları dikkat çekiyor. Kaymaklı’nın 10 kilometre doğusunda konumlanan, dört farklı girişe sahip Mazı Yeraltı Şehri’nde, Roma ve Bizans dönemlerine ait kaya mezarları yer alıyor. Mazı Yeraltı Şehri, Kaymaklı’dan farklı olarak dikey biçimde tasarlanmış; ayrıca diğer bölümlere geçmeyi sağlayan bir de gizli bacası mevcut.
 
Uçhisar Kalesi
Şehir merkezine beş kilometre mesafede yer alan ve Kapadokya’nın kapısı olarak bilinen Uçhisar, tarihin en eski kalelerinden birini barındırıyor. UNESCO Dünya Miras Listesi’ndeki Göreme Milli Parkı içinde yükselen Uçhisar Kalesi’nin, 3.500 yıl önce yani vahşi kabile savaşlarının yapıldığı dönemde, sağlam bir savunma merkezi olduğu anlaşılıyor.
 
Vadiler
Binlerce yıl öncesine ait yaşamsal izler taşıyan Güllüdere, peribacalarının izlenebileceği en güzel vadi. Dört kilometre uzunluğundaki vadiyi yürüyerek gezmeniz mümkün. Uçhisar’dan başlayıp Göreme’ye kadar uzanan 4.100 metrelik Güvercinlik Vadisi, her bir köşesindeki oyuklarda yaşayan güvercinleriyle ve güzel manzarasıyla biliniyor. 5.600 metrelik Zemi Vadisi’nde, yine tarihe tanıklık eden birçok önemli kilise yer alıyor. Diğer adı Bağlıdere olan Aşk Vadisi, Kapadokya’daki meşhur balon turlarının uğrak yeri. Kapadokya bölgesinin en eski ve en uzun süre kullanılmış yerleşim yeri Zelve ise sivri uçlu ve geniş gövdeli peribacalarının en yoğun sıralandığı yer.