28 Ağustos 2020

Kendinizi Doğanın Kollarına Bırakın

Kendinizi Doğanın Kollarına Bırakın
Zihniniz, ruhunuz ve bedeniniz aynı anda derin bir nefes alsın istiyorsanız doğada daha çok zaman geçirmelisiniz.
 
Kalabalık, gürültülü ve stresli bir şehir yaşamında bunaldığınızda kendinizi yeşillikler arasında hayal ettiğiniz oluyor mu hiç? Derin nefes aldığınızda ciğerlerinize dolanın kötü hava değil de bolca oksijen olduğunu peki? Bunu yapıyorsanız boşuna değil; doğanın sağlığımızı birçok yönden olumlu etkilediği, araştırmalarla kanıtlandı. Buna rağmen dünya modernleştikçe doğadan uzaklaşıyoruz. Oysaki insan denen varlık, doğanın bir parçası ve genleri doğada yaşamaya elverişli. Yani zaman zaman aklımıza dalga ve kuş seslerini, çiçek ve yosun kokularını getirmemiz bir kaçış biçimi değil, zihinsel refleks. Bu yüzden kimseden davet beklemeyip doğada bol bol vakit geçirmek, hem zihin hem ruh hem de beden sağlığımız için bir hayli gerekli. Doğanın vücudumuza sağladığı olumlu etkileri öğrendiğinizde yeşillikler arasında daha çok vakit geçirmek isteyeceğinizden emin olabilirsiniz.
 
Stresi yok ediyor
Gerginlik ve stres, şehir hayatının kaçınılmaz unsurları. Toprak, çimler ve ağaçlar ise bunun ilacı! Araştırmalara göre orman ve park gibi yeşil alanlarda daha sık vakit geçiren kişilerin kalp atışları düzene giriyor, stres seviyesi azalıyor. Yani ormanlar, doğal terapi ortamları. Yoğun bir iş yaşamınız varsa sabahları ya da akşamları en yakın ormanda veya yeşil bir alanda yapacağınız yürüyüş, stresinizi kontrol altına alır, vücudunuza huzur depolar ve gün içinde daha iyi çalışmanızı sağlar. Bizden söylemesi!
 
Hafızayı geliştiriyor
Doğada vakit geçirmenin kısa süreli hafızayı da güçlendirdiği söyleniyor. Michigan Üniversitesi’nde yapılan çalışma, bunu kanıtlar nitelikte. Bu çalışmada öğrenci katılımcılardan oluşan bir grup, ormanda; diğer grup ise şehrin içinde yürüyüş yapmış. Gruplar geri döndüğünde ağaçlar arasında yürüyen katılımcıların kısa süreli hafıza yetileri, diğer gruba göre yüzde 20 daha iyi performans göstermiş. Bunun sebebi; şehirdeki karmaşanın, kalabalığın ve görüntülerin zihnimizi sürekli yeni uyaranlarla doldurması.
 
Zihnimizi onarıyor
Harıl harıl çalışırken bazen zihninizin tıkandığı, hatta neredeyse durma noktasına geldiği oluyor mu? Uzmanlar, bunun sebebinin zihinsel yorgunluk olduğunu söylüyorlar. Zihninizi yeniden harekete geçirecek şey ise doğada saklı. Zihinsel enerjimizin, doğa fotoğraflarına baktığımızda bile canlandığını söylesek şaşırırsınız, değil mi? Şehir fotoğraflarına baktığımızda ise aynı etkiyi yaşamıyoruz; araştırmalar bunu gösteriyor. Doğada vakit geçirmek, hatta onu görmek bile bizi dinginleştiriyor.
 
Dinlendiriyor
Elimizden düşmeyen telefonlar, başından ayrılmadığımız bilgisayarlar, televizyonlar, tabletlerle dolu teknoloji çağının içinde olduğumuz malum. Her tarafımız dijital aygıtlarla, tabelalarla, reklam panolarıyla çevrili. Ancak ormanlarda bunların hiçbiri yok! Bir ormana gidin, telefonunuzun tüm bildirimlerini kapatın. Gözlerinizi kapatın ve derin bir nefes alın…
 
Konsantrasyonu ve yaratıcılığı güçlendiriyor
Bütün araştırmalar, dört duvarın dışında ve teknolojiden uzak alanlarda vakit geçirmenin yaratıcılığı güçlendirdiğini kanıtlıyor. Tarife en çok uyan yer ise doğa. Tüm yeteneklere sınırsız ölçüde kaynaklık eden doğada vakit geçirmek; bir yazarın daha iyi yazmasını, bir ressamın daha iyi çizmesini, bir müzisyenin daha güzel besteler yapmasını sağlıyor. Bunun yanı sıra doğayla iç içe olmanın konsantrasyonu güçlendirdiği de bilimsel olarak kanıtlananlar arasında. Doğanın etkisinin ne kadar kuvvetli olduğunu anlamak istiyorsanız şu örnek yeterli olacaktır: Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğuna sahip bir çocuk, parkta sadece 20 dakika geçirdiğinde odaklanma seviyesi artıyor. Yeşilliklerin arasında, toprağın üstünde olmak, bu hastalığın etkilerini azaltarak çocuklara yardımcı oluyor.
 
Doğayla haşır neşir olmanız için öneriler
  • Hafta sonu tatilinizi ağaçların arasında çadır kurarak, şehir ışıklarından uzakta, yıldızları seyrederek geçirin.
  • Günübirlik pikniklere veya orman yürüyüşlerine gidin, bol bol toprağa basın.
  • Evinizin bahçesi varsa kendinize bir dinlenme köşesi hazırlayıp burada daha çok vakit geçirin.
  • Bahçenizde veya balkonunuzda domates, nane, biber, salatalık gibi bitkiler yetiştirin.