24 Nisan 2020

Çağımızın Hastalığı: Ekran Bağımlılığı

Çağımızın Hastalığı: Ekran Bağımlılığı
 
Özellikle içinde bulunduğumuz salgın sürecinde kendimizi izole ettiğimiz günlerde her an cebimizde, yanımızda, elimizde ya da karşımızda olan telefonlar, tabletler, bilgisayarlar ve televizyonlar nasıl oldu da yaşamımızda bir engel, bir bağımlılık halini aldı? Gelin bu sorunun peşine birlikte düşelim...
 
Bağımlılık nedir?
Sürekli gerekliliğini duyduğumuz şeylerin varlığı, bağımlılığa yol açar. Herhangi bir şeye hiç lüzumu yokken bile ihtiyaç duymak, bu ihtiyacın karşılanmasının zamanla bireye yetmeyişi, hep daha fazlasını istemek… Kimi zaman kişinin istediği halde yoğun olan dürtülerini kontrol edememesi, bağımlılıktır. Davranışsal bağımlılıklar, bu gibi uğraşlarla aşırı zaman harcamayı kontrol edememe durumuyla tarif edilir, ekran bağımlılığı da bu bağımlılıklar arasında yerini alır.
 
Ekran bağımlısı
Daima ekrana bakmayı gerektiren cihazları uzun süre kullanmanın bir adım ötesi, ihtiyaç olmadığı halde sürekli ekrana bakmak ve ekranları kullanmadan duramamak. Ekran bağımlılığı, zamanla günlük rutini etkileyen bir hal aldığında tehlike kendini gösteriyor demektir. Ekranlar, bir amaç değil bir araç olarak görülmeli. İşlerimizi kolaylaştırmalı, bizlere hız kazandırmalı fakat hayattaki tek eğlencemiz olmamalı. 24 saat içinde işine ve uyku düzenine ayırdığı zamanın bir o kadarını ekranlara ayırmaya başlayanlara ekran bağımlısı denebilir.
 
Nedenleri
Ekran bağımlılığının arkasında, bireyin kendi yaşantısından uzaklaşmak istemesi yatar. Sosyal paylaşımlarda başkalarının hayatlarına, televizyonlarda filmlerin ve dizilerin temalarına kendini kaptırmaktan zevk alan kişi, yapay dünyalarla zihnini rahatlatma yolu bulmuş demektir. Günün yorgunluğunu, işin veya evin stresini bir başkası adına yaşayarak en hafife indirmeye çalışan ekran bağımlısı, yeri geldiğinde uykusundan da fedakarlık ederek ekran karşısında kalır. Hatta bazen öyle dalar ki ekrana, hayatındaki öncelikli işleri bile unutur.
 
Olumsuz sonuçlar
Bir ekranın karşısına kurulan ve ekranla temasını saatlerce kesmeyen bireyin büyük ihtimalle gözleri bozulur. Oturmaktan kaynaklı duruş bozuklukları yaşanabilir hatta kas ağrılarıyla birlikte kemik erimesi başlayabilir. Hareketsizliğe alışan vücut, kronik olarak yorgun ve uyuşuk hissettirir. Tüm bunlarla birlikte rahata alışmaktan kaynaklı kişinin yeme-içme alışkanlıkları değişebilir ve hızlı tüketilen, hazır gıdalarla sağlıksız yaşamın temelleri atılmış olur. Ekran başından kalkamama durumuyla uyku bozuklukları başlayabilir. Belki de en kötüsü, ekran bağımlısı olan birey, zamanla yalnızlaşır. Vaktinin çoğunu ekrana ayıranlar, sosyal ortamlardan uzaklaşmak zorunda kalır ve insanlarla iletişim kurmayı bırakır.
 
İstatistikler
Ekran bağımlılığı her yaşta kendini gösterebilir. İstatistiklere göre erkeklerde görülme olasılığı kadınlara göre üç kat fazla. Ekran bağımlılığı artık yüz kişiden neredeyse ikisinde görüldüğünden tedavi amaçlı klinik süreçler geliştirilmeye başlandı bile! Kimi sağlık kuruluşlarında telefon, bilgisayar, televizyon bağımlılığı için ayrı bir birim oluşturulmuş durumda. Yaş gözetmeyen bu davranışsal bağımlılık türü yeni jenerasyonu da oldukça etkiliyor.
 
Kontrollü kullanım
Maalesef farkındalık, kişinin ekranla teması bırakması için yeterli değildir. “Evet, ben ekran bağımlısıyım.” ifadesini kullanabilmek, bağımlılığa son vermek anlamına gelmez. Birey, kaybettiklerinin de bilincinde olmalı. Ekranlarla geçirilen zamana sınır getirmek, ekran bağımlısı olan birinin kendi yetenek ve becerilerine odaklanmasını sağlar. Kişi kendini keşfettikçe bir şeye bağlı kalma dürtüsü azalarak yok olur. Öz güven ruhu beslerken sosyal yaşama adaptasyon da sağlanır.